27 Kasım 2013 Çarşamba

Kitap okuma hedefime kimler taş koydu?

2 hafta kadar önceki bir yazımda kitap okuma konusundaki hedefimden bahsetmiştim (tıklayınız); keyfim için 3 kitap, gelişim için 1 kitap.

Bu yazıyı yazdıktan sonra 2 tane keyfim için kitabı okudum, hatta haklarında yazdım, onlar da burada ve şurada. Gerçi yazarken de belirttim, bunlar pek keyifle okunacak kitaplar değildi. Neyse, okudum bitti.

Bu arada evdeki okunacak kitap stoku da bitti, ben de beyime aldığımız Adı Aylin'e başladım, onun da bitmesine yakın internetten yeni siparişlerimi verdim. Tam 7 kitap, 2 aylık stok hazır olacak derken D&R bana kazık attı.

Kitapları genelde internetten sipariş ediyorum, fiyatları daha uygun oluyor. Her zaman hepsiburada.com'u kullanırdım, hiç de sorun yaşamadım. Bu sefer dedim ki piyasa araştırması yapayım, demez olaydım.

İstediğim kitapların fiyatlarını 5 değişik siteden karşılaştırdım, en uygunu D&R oluyordu, siparişleri verdim.

Ben verdim de onlar almadılar, ama tutarı güzelce kartımdan çektiler. Dedim ki yanlışlık olmuştur, olabilir. Mail attım, 1 gün bekledim, sonra aradım. Hiç bir gelişme yok. Yavaş yavaş sinirlenmeye başladım, tekrar aradım. "Vazgeçtim, almıyorum, iptal edin, tutarı da iade edin" dedim. "Talebinizi işleme koymak üzere ilgili birime iletiyoruz" yanıtını aldım.

Sinirler iyice gerildi ama sakin kalmaya çalışıyorum.Telefondaki kızcağıza dedim ki "Anlaşıldı, biz çözemeyeceğiz konuyu şu anda, şimdi kapatıyorum, yarın da sizden bilgi bekliyorum, eğer ki çözülmezse işte o zaman zor müşteri nasıl olur tanımak zorunda kalacaksınız."

Ay o sinirle böyle tehdit falan savurdum ama yarın çözülmezse ne yaparım henüz bilemiyorum. Bir kere telefonda çok kırıcı olacağıma eminim, artık hangi şanslı çağrı merkezi görevlisine denk geleceksem şimdiden özür dilerim. Bir de sosyal medyadan medet umuyorum, önümüzdeki bir kaç gün içinde D&R aleyhine bir kampanyaya denk gelirseniz bilin ki müsebbibi benim. Yok, sosyal medyada bir fenomen falan değilim ama artık ne kadar forsum varsa kullanacağım. Bakalım görecez ne kadar forsum varmış.

Neyse ben bu arada Adı Aylin' den bahsedeyim.


Aslında ben bu kitabı seneleeeeer önce, belki de ilk çıktığı zaman okumuş, çok da etkilenmiştim. Beyim de geçenlerde evdeki bazı Ayşe Kulin kitaplarını okudu, beğendi. Bunun üstüne bu kitabı da indirimde görünce almıştık, okur diye. Kitap durdu durdu durdu, bizimki okumadı. Benim de stok bitince bari ziyan olmasın kitap, ben tekrar okuyayım dedim.

Dediğim gibi kitabı ilk okuduğum zaman Aylin'in yaşamından çok etkilenmiş, hayran kalmıştım. Fakat bu okumamda çok antipatik buldum kendisini.

Yaşamayı seven, kaliteli yaşayan bir kadınmış. Aile ve dostlarıyla çok sağlam ilişkiler de kurmuş ancak gönül işlerinde bencil buldum bu sefer kendisini. Özgür ruhlu olmak güzel, insanın hayallerinin peşinde koşması takdir edilesi ancak bencilikle arasında çok ince bir çizgi var.

Bir de kitapta bir cümle yer alıyordu "...New York'un sorumsuzluktan, boşluktan sapıtan şımarık, zengin hastalarının abuk sabuk sorunlarıyla uğraşmaktan da bıkmıştı". İşte bu cümleyi okuduğumda Aylin hakkında tam da bunu düşünüyordum.

Neyse bu konu hakkında daha fazla ahkam kesmeyeyim, iyisiyle kötüsüyle sıra dışı bir hayat yaşayıp sonra herkes gibi göçüp gitmiş bu dünyadan. Bu kadar da seveni olduğuna göre yukarıda yazdıklarım benim halt yemem oluyor deyip geçiyorum.

Benim asıl derdim şimdi kitapsızlık. Bu akşam serviste yol bitmek bilmedi, öyle boş boş otur dur. Telefonla oyalanmaya çalıştım. Yarın sabah da uyuyup falan idare ederim kendimi, ama akşama bir çare bulmam şart.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder